Anlamlı Bir Yaşam Mümkün!

Modern insanın istekleri de, hırsları da sonsuz. Daha çok kazanmak ve daha lüks yaşamak ortalama insanın temel hedefi haline gelmiş durumda. Fakat ortalamadan daha zeki olan bir kesim var ki onların temel istekleri çok daha farklı. Paranın mutlu olmayı sağlayacağını fakat sadece bunun yeterli olmadığını bilen ve daha üst perdeden düşünen bir azınlığın bir tek derdi var. Daha anlamlı bir yaşam yaratmak. Peki nedir daha anlamlı bir yaşam yaratmak? Öncelikle dengede olmaktır. Tek bir alana odaklanıp hayatı kaçırmamaktır. Daha anlamlı yaşamak için okumaya devam et.

Anlamlı Bir Yaşam Mümkün!

Daha anlamlı bir yaşam için modern kültürün bize dayattığı birçok şeyi sorgulamalıyız. Daha çok tüketmeye ihtiyacımız yok. Sosyal medya, magazin gibi içi boş gündemlerle zihnimizi doldurmaya ihtiyacımız yok. Olduğumuzdan daha güzel ve daha yakışıklı görünmeyw ihtiyacımız yok. Daha güzel görünmek için estetik yaptırmaya yada makyaj yapmaya ihtiyacımız yok. Daha kaslı bir vücuda ihtiyacımız yok. Eninde sonunda yok olacağını bildiğimiz bir bedeni daha genç ve daha fit hale getirmeye ihtiyacımız yok.

Hepimizin ihtiyacı doğamıza uygun, sağlıklı ve daha az stresli bir hayat yaşamak. Bu nedenle öncelikle  özümüze dönmeli ve özümüzde neye ihtiyacımız var. Buna odaklanmalıyız. Anlamlı, mutlu ve  doyumlu bir hayat sürmenin çarelerini aramalıyız. Kendimiz için plastik değil sürdürülebilir bir yaşam sistemi yaratmalıyız.

 Kendini iyi yetiştirmiş, insanı, dünyayı seven, topluma katkı sağlama amacı olan, dünyaya iyi bir pencereden bakabilen, ibadet ederek yaradanla bağ kurabilen, çok yönlü, zeki, kültürlü, bilimle, insanla, evrenle, sanatla ilgilenen ve yüksek kaliteli zevkleri olan insanlara  dönüşmek için çabalamalıyız. Yani plâstik değil gerçek bir insan gibi yaşamalıyız.

Rol model aldığımız insanlara çok dikkat etmeliyiz. Yeni yetişen gençler bugün sosyal medyadaki ve gündemdeki  yapay yaşamlara özeniyor.  Sosyal medyada ve  gündemde olan kişiler zenginliğini, güzelliğini ve gösterişli bir yaşamın getirdiği nimetleri insanlara sergileme derdi olan insanlarla dolu. Görünen tarafı çok güzel olabilir. Fakat özünde kişileri mutsuzluğa ve derin bir yalnızlığa sürükleyen bir durum. Şöhret, zenginlik, güzellik...gibi kavramlar anlamlı bir yaşam yaratmak için kullanılmadığında sadece hüsrandır.

Kendini tanımayan ve kendi iç dünyasından uzaklaşan insanlar içindeki karanlıkla her gün yüzleşecektir. Ne yazık ki izlediğimiz gösterişli yaşamların birçoğunun için boştur. Çünkü sadece para, zenginlik ve şöhret odaklı bir yaşam insanın maddi dünyada özgür olmasını sağlasa da, yanlış kullanıldığında da kişinin gelişiminin önünü engelleyebilir. İnsana hayatı sevdiren anlamlı ideallerin peşinden gitmektir. 

Bu nedenle hepimiz kendi sınırlarımızı aşmak için, kendimizden daha yüksek ve anlamlı ideallerin peşinden gitmeliyiz. Bu inançla yaşadığımızda mucizeleri görebilen, küçük şeylerle mutlu olabilen, hayata ilham veren ve hayata ilhamla bakabilen bir insan olma yolunda ilerlemeye başlarız. Kendimizi keşfetmeden, okumadan, araştırmadan sistemin ve toplumun  kuralları dahilinde hareket edersek muhtemelen tökezleyeceğiz.

Tükenmişlik hissi çağımızda bir salgın gibi yayılıyor. İnsanların gözlerinde mutsuzluk, ümitsizlik ve boşvermişlik var. Neşesini kaybetmiş, yaşama tutkusu olmayan, doyumsuz insanlar sokaklarda, ailemizde, çevremizde kısacası her yerde. Birçok insan hayat amacını bilmeden, hayatın anlamını keşfedemeden yaşıyor ve ölüyor. Peki biz bu insanlar gibi olmamak için nasıl bir yol izleyeceğiz?

Öncelikle bize sunulan sahte dünyaların sistemin ürünü olduğunu anlayacağız. Farklı seçimler yaparak sistemin dışına çıkacağız, özgün ve yaratıcı biri olabilmek  ve iç sesimizi duyabilmek ve hayallerimizi belirleyebilmek için yaradanın sadık bir talebesi olarak ibadetlerimize önem vereceğiz. 

İlahi kaynaktan beslenmenin avantajları çok fazladır. Eğer gerçekten inançlıysanız hayatınızla ilgili tıkandığınız her konuda ilahi sistemden yardım alabilirsiniz. Hayatınızla ilgili, hayallerinizle, ilişkilerinizle, maddi durumunuzla, kariyer planlarınızla ilgili değiştirmek istediğiniz  her konuyu Allah'ın çözebileceğinden emin olmalısınız. Siz samimi ve ısrarcı olduğunuzda yavaş yavaş herşey değişecektir. Duaların gücüne, kelimelerin büyüsüne inanmaya başladığınızda yaşamınız iyiye doğru evrilecektir. 

Hayatımızla ilgili bir çok alanda  zaman zaman sorunlar yaşarız. Böyle durumlarda birçoğumuz çözüm bulmak yerine, sorunlardan şikayet etmeyi tercih ederiz. Çünkü şikayet etmek konforludur ve kolaydır. Sorumluluk almayı ve emek vermeyi gerektirmez. Aslında bir kaçıştır. 

Eğer  ölümle  yaşam arasında bir tercih yapmak zorunda kalsaydık,  muhtemelen birçoğumuz tüm sorunlarımıza  rağmen yaşamayı seçerdik.  Peki sorunlarından kaçan ve şikayetle hayatını tüketen bir insan öleceği günü bilseydi yine de şikayet etmeye devam eder miydi? Muhtemelen hayır.

Birçoğumuz Allah'a daha çok yaklaşmaya çalışır, ibadet eder ve hem dünyada iz bırakabilmek hem de ebedi bir cenneti kazanabilmek için azimle çalışırdık. Sorunlarımızın karşısında diğer kefeye ölüm seçeneğini koyduğumuzda  tüm bu sorunlar bize aşılabilir gelecektir.

Öyleyse biz bir yanılsama içindeyiz. Dünyadaki vaktimizi sonsuz sanıyor ve o şekilde davranışlar sergiliyoruz. Sorunlarımız sonsuza kadar sürecek sanıyor ve çözüme odaklanmak yerine sorunların içinde boğuluyoruz. Kendi yeteneklerimiz doğrultusunda çalışarak gelişebileceğimizi biliyor fakat evren dediğimiz sonlu bir oluşumdan mucizeler bekliyoruz.

Gerçekten insanlık olarak çok gülünç bir durumun içindeyiz. Ben de buna karşılık diyorum ki;mucize sensin, mucize senin içinde, mucize özünde taşıdığın cevherde, biz  özünde Allah'ın isimlerini taşıyan bir aynayız.  Hepimizin içinde sınırsız bir güç ve sonsuz bir pozitif enerji var. Güneş gibi aydınlık ve canlı bir iç dünyamız varken neden şüpheler, kaygılar ve olumsuz düşüncelerle ömrümüzü tüketiyoruz.

Eğer bugün bu yazıyı okuyorsan artık uyanmanın ve eyleme geçmenin vakti gelmiş demektir. Modern dünyanın insanı dönüştürmek istediği inançsız, mutsuz, düşünemeyen ve sadece sisteme hizmet eden edilgen insan tipine dönüşmemek ve kelebek misali kısacık ömrümüzde geleceğe anlamlı bir  yaşam hikayesi bırakabilmek dünyada ve sonsuz alemde kendi cennetimizi  kurabilmek için doğru adımlar atmaya ve her anımızı seçerek yaşamaya bugünden başlamalıyız.


Tepkiniz nedir?

like

dislike

love

funny

angry

sad

wow

1994 yılında Burdur' da doğdum. 2012 yılında Konya Necmettin Erbakan Üniversitesi'nde Almanca öğretmenliği eğitimi almaya başladım. Çocukluğumdan beri okumayı ve fikirlerimi yazarak ifade etmeyi seviyorum. ve kelimelerin dünyayı değiştirme gücüne inanıyorum. Yazılarımla başkalarına ilham vermek ve zamanın testinden geçecek bir miras bırakmak istiyorum