DENGELİ BESLENMENİN ÖNEMİ

Dengeli beslenme alışkanlığı edinmek uzun yıllar sağlıklı ve genç kalmanın sırrıdır. Daha dengeli beslenmek, fit kalmak ve hayatınıza sağlıklı alışkanlıklar dahil etmek istiyorsanız okumaya devam edin.

DENGELİ BESLENMENİN ÖNEMİ

Hayat enerjimizi belirleyen en önemli şeylerden biri dengeli ve yeterli beslenmektir. Hayatta her konuda olduğu gibi beslenmede de denge çok önemlidir. Dengeli beslenme enerjimizi, stres seviyemizi ve ruh halimizi belirler. Bedenimize aldığımız her yiyecek hormonal seviyemizi de etkiler. Bu nedenle akıllıca beslenmek çok önemlidir. 

Beslenmede en önemli şey, çöp gıda olarak adlandırdığımız işlenmiş gıdalardan, market ürünlerinden ve fast food tarzı besinlerden uzak durmaktır. Bu besinler bedenimize zarar verdiği gibi, hormonlarımıza doğrudan etki etmektedir.

Enerjimizi aşağıya çeken bu gıdaları tükettiğimizde hormonal dengelerimiz değişiyor ve bu durum ruh halimizi de olumsuz etkiliyor. Değişen ruh halimiz bizi negatif düşüncelere ve depresyona daha  meyilli hale getiriyor. Bu nedenle öncelikle tüm işlenmiş gıdalardan uzak durmalıyız. 

Bu gıdaların arasına şeker ve beyaz ekmeği de dahil edebiliriz. Çünkü kepeği alınmış ve işlenmiş beyaz ekmek bu haliyle tüketildiğinde vücudumuza faydadan çok zarar veriyor. Şekerin ve şekerli tatlıların zaten başlı başına vücudumuza bir faydası olmadığını ve sadece vücutta toksik bir yük yarattığını hepimizi biliyoruz. Bu nedenle bu besinlerden uzak durmak vücudumuza yapacağımız en büyük iyilik olacaktır. 

Dengeli bir öğünle beslenmenin bize şu faydaları sağlamasını bekleriz:

Öncelikle dengeli bir öğünden sonra vücudumuzda bir ağırlık olmaz. Hafif ve rahat hissederiz. Karnımızda şişkinlik olmaz fakat doymuş hissederiz. Uyku isteğimiz olmaz. Kan şekerinde dalgalanma olmadığı için huzurlu ve sakin oluruz. Enerjimiz düşmez ve kendimizi pili bitmiş gibi hissetmeyiz. Kısacası ruhsal, zihinsel ve fiziksel olarak  dengede oluruz. İşte bu ruh haline ulaşmak için dengeli beslenmemiz gerekir. 

Peki dengeli bir öğünden beklentimiz ne olabilir? Dengeli bir öğünde mutlaka sağlıklı bir protein kaynağı yer almalıdır. Et, balık, yumurta,  ve tavuk gibi sağlıklı proteinler vücudumuzun ihtiyacı olan birçok  vitamine sahiptir. Ayrıca hayvansal proteinler kas ve kemik kütlemizin korunmasında da önemli rol oynar. Ayrıca hayvansal proteinler geç sindirildiği için uzun süre tok kalmamızı sağlar. İlerleyen saatlerde bile ihtiyacımız olan enerjiyi bize sağlar. Proteinlerin faydalarını çok iyi bilen sporcular mutlaka her öğünde hayvansal protein tüketirler.  İlerleyen yaşlarda da güçlü ve fit olmak istiyorsak eğer mutlaka hayvansal proteinleri tüketmeliyiz. 

Dengeli bir öğünde proteinlerden sonra tabağımızda mutlaka bolca  yeşillik, salata ve sebze bulunması önemlidir. Sebzeler de bulunan vitaminler ve lifler bağırsak sağlığımıza da katkı sağlar. 

Dengeli bir öğünde mutlaka karbonhidratlar da yer almalıdır. Bu nedenle bir iki dilimi geçmemek kaydıyla  tam tahıllı ekmek yemek yeterlidir. Pirinç, makarna, bulgur gibi gıdalarda küçük bir porsiyon tüketilebilir. Önemli olan dengeli bir tabak oluşturmaktır. 

Tabağın büyük kısmı sırasıyla hayvansal proteinler, sebzeler,  tahıllar ve karbonhidratlar şeklinde olmalıdır. Bu şekilde oluşturulan dengeli öğünler kişiye ihtiyacı olan enerjiyi verecek ve kişinin sağlıklı ve dinç kalmasını sağlayacaktır. 

İsteriz ki hepimiz bu şekilde beslenip uzun yıllar sağlıklı kalalım ve asla zararlı gıdalar tüketmeyelim. Fakat bu ne yazık ki mümkün değildir.

Hepimiz şerbetli tatlıları severiz. Anne eli değmiş börekler, kekler ve mantılardan vazgeçemeyiz. İş çıkışı bol soslu ve yanında patates kızartmasıyla hamburger yemek hepimize cazip gelebilir. Film izlerken cips yemek, ya da üzgün hissettiğimizde çikolata krizine girmek hepimizin yaşadığı durumlardır. Hiç birimiz kalabalık bir aile yemeğinde el açması bir baklavaya hayır diyemeyiz. Peki böyle durumlarda ne yapmalıyız? 

Sağlıklı beslenmek kadar yediğimiz yemeklerden keyif almakta güzeldir. Önemli olan böyle durumlarda da bir denge sağlayarak vücudumuzun zararlı gıdalardan alabileceği toksik etkiyi en aza indirmektir. Bunun için bu zararlı gıdaları tüketirken biraz akıllılık etmeliyiz. 

Tüketeceğimiz zararlı besini  sağlıklı ve dengeli bir öğünün arkasından tüketirsek sindirim sistemimiz bu gıdayı daha kolay tolare edecektir. Bu gıdayı tükettikten sonra sindirim sistemimizi daha çok desteklemek adına yoğurt yada  kefir gibi probiyotiklerle sindirim sistemimizi desteklemeliyiz. Bunun yanında bol su içmek ve sağlıklı bitki çaylarına yönelmek de sindirim sürecini olumlu etkileyecektir. 

Öğün öncesinde keten tohumu ve chia tohumu gibi vitamin ve lif içeriği yüksek tohumları suyla birlikte tüketmek sağlığımıza çok faydalı olacaktır. 

Beslenmede bir diğer önemli detay öğün aralarında mutlaka bol su içmektir. Suyun miktarı kişiden kişiye değişebilir. Fakat en az 2 / 2,5 litre kadar su tüketimi yapılması önemlidir. 

Öğün aralarında badem, ceviz, fındık, fıstık gibi sağlıklı atıştırmalıkları ve incir, kuru üzüm, hurma, gün kurus kayısı gibi kuru meyveleri birlikte tüketmek enerjimize enerji katacaktır. Bu nedenle sağlıklı atıştırmalıkları da kontrollü ve ölçülü olarak tüketmek faydalı olacaktır. 

Sağlıklı ve dengeli bir beslenme her insan için farklı anlam ifade eder. Beslenme tarzı çok bireyseldir ve kişiden kişiye değişebilir. Her besin herkese iyi gelmeyebilir. Bu nedenle size en iyi gelen besinleri öncelikle kendiniz tespit etmeli gerekirse bununla ilgili bir sağlık testi yaptırmalısınız. 

Ayrıca dengeli bir yaşam için mutlaka sporla ilgili rutinleri hayatınıza katmalısınız. Yürüyüş, koşu, yoga yada pilatese başlayabilirsiniz. Yada macera sevenlerdenseniz ve imkanınız varsa kampçılık, dağ yürüyüşleri, kürek çekme, su altı dalışı... gibi doğal ortamlarda yapılan sporları tercih edebilirsiniz. Doğada yapılan yürüyüşler, koşular ya da yüzme akciğer kapasitesini artıran, dolaşımı hızlandıran ve kalbi güçlendiren sporlardır. Gün içinde yapılan tempolu hareketler halsizlik ve yorgunluk hissinden de kurtulmanızı sağlar. Bu nedenle hayatınıza hareket katmaya önem verin. 

Modern hayat insanı ne kadar tembelliğe itsede insanın yapısı buna uygun değildir. Çünkü insan durmak için değil hareket etmek ve ilerlemek için yaratılmıştır. Gün içinde yapılan kısa yürüyüşler daha canlı ve enerjik biri olmamızı sağlar. Spor sonrası, vücut tarafından mutlu olmamızı sağlayan kimyasallar salgılanır ve bu durum bizi olumsuz düşüncelerden uzaklaştırır ve daha pozitif bir insan olmamızı sağlar. Bu nedenle dengeli beslenmenin yanında gün içinde hareketli olmaya ve spor rutinlerin hayatımıza katmaya özen göstermeliyiz. 


Tepkiniz nedir?

like

dislike

love

funny

angry

sad

wow

1994 yılında Burdur' da doğdum. 2012 yılında Konya Necmettin Erbakan Üniversitesi'nde Almanca öğretmenliği eğitimi almaya başladım. Çocukluğumdan beri okumayı ve fikirlerimi yazarak ifade etmeyi seviyorum. ve kelimelerin dünyayı değiştirme gücüne inanıyorum. Yazılarımla başkalarına ilham vermek ve zamanın testinden geçecek bir miras bırakmak istiyorum