Enerjini Değiştir, Gerçeğini Değiştir: Rezonans Kanunu ile Dönüşüm
Rezonans Kanunu, evrenin ve maddenin yaradılış sırrıdır. Bu sır enerji ve çekim yasası gibi konuların sebebini açıklar. Varlığa ait çözülemeyen birçok sır görünmeyen enerji alanları ile ilgilidir. Bilinmeyeni görebilen, telepatiyle anlaşabilen, zihin okuyabilen, ateşin üstünden yanmadan geçebilen...yani maddeye hükmedebilen ve fizik kurallarını tersine çevirebilen insanların sırrı rezonans kanunu ile açıklanabilir.
Rezonans Kanunu İle Dönüşebilirsin
Evren ve yaradılan herşey enerjidir. Yaşadığımız çevre, karşılaştığımız insanlar ve yaşadığımız olaylar bizim görünen gerçekliğimizi oluşturur. Görünmeyen tarafta ise hepimiz aynı enerjinin farklı formlarıyız.
Dünya dediğimiz madde alemi kurallar ve sınırlardan ibarettir. Büyük resme baktığımızda ise mucizelerle dolu bir enerji alanında yaşarız. Bu sınırsız enerji alanında sonsuz ihtimallere sahibiz. Bolluk, bereket, zenginlik, başarı, güç, güzellik....Hayata dair istediğimiz herşey burada mevcut.
İç Sesini Dinle
Bir anlığına dur ve sessizce kendini dinle. İçindeki sesleri duy. Zihnini tamamen susturduğunda ve kalbini dinlediğinde içindeki sonsuz yetenekleri keşfedeceksin. Orada imkansız yok, orada sınırlar yok ve hissettiğin bu duygu sadece sana ait değil. Tüm insanlar için bu mümkün. Katı bir gerçeklik algısından, esnek bir enerji alanına geçtiğinde, gerçek benliğin ortaya çıkacak. Gerçek benliğinse her gün bilinçli olarak seçtiğin enerjindir. Unutma yaradılış kanunu kelimelere değil, frekansına cevap verir.
Yaradılış Enerjisi Evrenin Enerjisidir
Yaradılışta her şey enerjidir ve her enerji kendi benzerini çağırır. İşte Rezonans kanunu yada çekim yasası denilen şey bu Yaradılış Yasası' dır evren ve yaradılan herşey bu kanuna tabidir. Bu kanun insanın yüksek bir yaratım gücüyle maddeye, evrene hükmedebilmesini sağlayan güçtür. İnsan evrenin en yüksek enerjisiyle uyumlandığında mucizeler gerçeğe dönüşebilir. Nikola Tesla, Goethe, Einstein...gibi birçok mucit ve sanatçı bu sırrı biliyordu.
Hissetmenin ve Olmanın Gücü
Düşüncelerimiz, duygularımız ve inançlarımız durmadan belirli bir frekansta titreşir. Bu frekans bize ait gerçekliği oluşturur ve tıpkı bir mıknatıs gibi bize; aynı titreşimi taşıyan olayları, insanları ve fırsatları getirir.
Yaradılış Kanunu der ki,; derinden hissederek inandığımız her şey gerçekleşecektir. Yani biz olmak istediğimiz kişiye değil, olduğumuz kişiye dönüşürüz. Yani şimdide, şu anda hissettiklerimiz ve şu anda olduğumuz şey olmaya devam edeceğiz. Yaradılış Kanunu'nda geçmiş, gelecek ve zaman yoktur. Bu nedenle şu anda söylediğimiz cümleler ve yaptığımız işler çok önemlidir.
Olma Enerjisini Canlandır
Peki olmak istediğimiz kişiye nasıl dönüşebiliriz? Cevap çok basit sadece o olarak, istediğimiz hayatı yaşamak için o kişi olmamız ve onu hissetmemiz gerekir. Bu nedenle ezbere birtakım olumlamalar söylemek yeterli değildir. Deneyimlerle ve eylemlerle o kişiyi canlandırmamız, hatta oymuşcasına rol yapmamız gerekir.
Yazar olmak isteyen biri kitaplarla, yazılarla, kütüphanelerle iç içe olmalıdır. Zengin olmak isteyen biri kendini zengin hissettirecek ortamlara girmeli ve o enerjiyi hissetmelidir. Eğer bunları bile yapamıyorsak, yapıyormuşcasına hayal etmeliyiz. Hayatta olmak istediğimiz o yeni versiyonumuz gibi giyinmeli, o kişi gibi aksiyon almalı, o kişi gibi düşünmeli ve o kişinin yaşam rutinlerine sahip olmalıyız.
Dönüşümün Gerçek Başlangıcı
Bir şeyi “istemek” ile “ o şey olduğunu hissetmek” arasında ince bir fark vardır.
İstemek, yokluğa odaklanmak demektir. Bu çaresizliği içinde barındırır. İstemek açıkça ben o değilim demektir. Yaradılış Kanunu'na göre olmadığımız şeye dönüşmemiz mümkün değildir. "İsteyen kişi" frekansında olduğumuz sürece bir "isteyen" olarak kalmaya devam ederiz.
Bu nedenle "isteyen" frekansından çıkıp hayalimizdeki o kişi gibi olmaya başlamalıyız. Aşırı düşünmeyi, olumsuz inançları, bahaneleri ve geçmişi bir kenara bırakarak zihnimizi susturmalı ve bize hayalimiz gerçekleşmiş gibi hissettirecek deneyimlere odaklanmalıyız. Yani yokluktan varoluş frekansına geçmeliyiz.
İnancını Eyleme Dönüştür
İşte gerçek dönüşüm, bu noktada başlar. Hislerimiz, duygularımız ve kendimizi algılayış şeklimiz tamamen değişmelidir. İyi bir işe girmek istiyorsak, çalışan ve başarılı biri gibi hissetmeliyiz. Bunun için kendimizi sorumluluk sahibi, disiplinli ve üretken biri gibi görmemiz gerekir. Bu hisleri canlandırmak için ise çalışan birinin yaptığı gibi sorumluluk almalı, erken kalkmalı ve odaklı çalışmalıyız. Çünkü değişim cümlelerinle değil inancınla gerçekleşir. İnancını en ise eylemlerin belirler.
3 Adımda Frekansını Yükselt ve Yüksel!
Pozitif Hisleri Canlandır: Hayatında seni bir üst frekansa taşıyacak olumlu hisleri canlandır. Mutlu olduğun ve seni yükseltecek alışkanlıklar edin. Özgüvenli giyin, özgüvenini yükleseltecek ortamlara gir ve hayaline uygun yaşa. Sahip olduklarını derinden sev ve çokca şükret. Yaradılış Kanunu şükredenleri ödüllendirir.
Olmuş gibi hisset: Hayallerin henüz gerçekleşmemiş olsa bile, sanki olmuş gibi davran. Hayaller kur, daha çok çalış, hayallerine uygun ortamlarda bulun. Kendine o kişi olduğunda kullanmak için hediyeler al. Hayallerin gerçek olana kadar oldu enerjisinde kalmaya devam et. Unutma duygularının sıklığı ve yoğunluğu arttıkça dönüşüm yakın demektir.
Negatif rezonanslardan uzaklaş: Negatif ortamlardan, şikayet eden insanlardan ve korku yayan içeriklerden uzaklaş. Çevreni değiştiremezsin ama bulunduğun ortamları, birlikte olduğun insanları seçebilirsin. Fırsatlara, olumlu ortamlara ve ruhuna iyi gelen şeylere odaklandıkça yaşamının da yavaş yavaş dönüştüğünü göreceksin.
Mucize İnananlara Gelir
Unutma madde aleminde kaynaklar sınırlı gibi görünür ve dünya sana engeller koyabilir fakat bütüne baktığımızda imkansız diye bir şey yoktur. Yaradılış kanunları sadece inananlar için mucizeleri gerçekleştirir. İnan, inandığın ol ve dönüş işte bu kadar basit ve açık...İnan, dönüş hayallerin hayatın olsun..
En iyi versiyonuna dönüşmek için kişisel gelişimle ilgili diğer yazılarımı okumaya devam et. Motive yaşa, mutlu kal!
