HUZUR MU DESEM MUTLULUK MU!
-Ruh! Ruhun arzuları ruhu yaratanın yazılımı(mıza)na koyduğu bilgiden kaynaklanıyor. Yani dünya yolculuğunun sonu dediğimiz ölümün, insanın yeniden doğacağı yerdeki asıl kimliğinin vücut bulacağı şeydir ruh.
HUZUR MU DESEM MUTLULUK MU!
Huzurla başladım cümleye çünkü mutluluk diye bir tanım vardır ama kendisi yoktur.
Sevinç, neşe gibi duyguların verdiği tadımlık hazları mutluluk zannetmektir belki fakat buna zaman müsaade etmez. Akar çünkü. Sel gibi görevini tamamlayan ne varsa alıp götürür. Zamanı durduramadığın müddetçe bu böyle sürüp gidecektir. İyi ki de böyledir zaten. Ya değilse, üzüntü anında donup kalsaydı zaman! Yaşanacak dehşeti düşünemiyorum bile. Neyse…
Mutluluk, varılacak bir hedef değil; hayatın kendisi, içinde olmak, var olduğunun farkında olmaktır aslında. "her istediğin şey olmayacak burada." bunu kabul etmek, aranılan konforun ta kendisidir işte.
Çünkü burası cennet değildir.
Peki, cenneti nereden biliyoruz da bu kıyası yapabiliyoruz?
İçimizdeki istekten anlıyoruz. Bir şeye talep varsa o, o şeyin varlığına delildir. Yoku isteyemezsiniz, bilemezsiniz çünkü.
İçimizde hissediyoruz dediğimizde neyi kastediyoruz peki?
-Ruh!
Ruhun arzuları ruhu yaratanın yazılımı(mıza)na koyduğu bilgiden kaynaklanıyor. Yani dünya yolculuğunun sonu dediğimiz ölümün, insanın yeniden doğacağı yerdeki asıl kimliğinin vücut bulacağı şeydir ruh.
Bütün bu detaylardan sonra huzura kısaca şöyle bir bakarsak; haz, keyif, tat, lezzet, neşe gibi kavramların yanında huzur başlı başına güzel bir seçenektir,
Çünkü mümkündür, güvenlidir, varlığı kesindir. İsteyen herkes koşulsuz ulaşabilir. Mutluluk gibi geçici de değildir. En önemlisi de kalbin dinginliği halidir.
Üstelik huzur sendedir yani vardır, sendendir.
“Olursa güzel oldu, olmamışsa her şeyin sonuncu itibariyle güzel olacağını bilme keyfiyetidir.”
Zehra Asuman
Üçüncü Göz
20.07.2024