Merhaba Ey Şehri Ramazan Merhaba!

Ramazan: Kalplerin Arındığı, Ruhların Yükseldiği Ay

    Ramazan, yılın en bereketli, en huzur dolu ayıdır. Gün doğumundan gün batımına kadar tutulan oruç, yalnızca bedenin değil, ruhun da aç kalmasıdır. Bu ay, nefsimizi terbiye etmenin, sabrın sınırlarını zorlamanın ve içimizdeki merhamet duygusunu canlandırmanın zamanıdır.

 Oruç, açlık ve susuzlukla geçen saatler boyunca, aslında bize dünyevi ihtiyaçların ne kadar geçici olduğunu hatırlatır. İftar sofraları ise, bu sabrın ve şükrün bir kutlamasıdır.

Ramazan, paylaşmanın ve dayanışmanın da ayıdır. İftar davetleri, komşularla, akrabalarla, dostlarla bir araya gelmenin en güzel vesilesidir. Sofralar, yalnızca yemeklerle değil, sevgi, muhabbet ve dualarla donatılır. Fakirlerin, yoksulların hatırlandığı, yardım elinin uzatıldığı bu ayda, her birimiz birbirimizin derdine ortak oluruz.

Zekâtlar verilir, fitreler dağıtılır, ihtiyaç sahiplerinin yüzü güldürülür. Bu, Ramazan'ın bize öğrettiği en büyük erdemlerden biridir: Birlikte yaşamanın, paylaşmanın ve birbirimize destek olmanın değeri.

   Ramazan geceleri ise, manevi bir yolculuğun kapılarını aralar. Teravih namazları, camileri dolduran cemaatle birlikte kılınırken, her bir rekâtta kalpler Allah'a biraz daha yaklaşır. Kur'an-ı Kerim'in okunduğu, duaların yükseldiği bu geceler, adeta bir huzur denizidir. Sahur vaktinde, gecenin sessizliğinde uyanıp, bir avuç yemekle güne hazırlanırken, içimizde bir şükür duygusu uyanır. Çünkü Ramazan, her anıyla bize Allah'ın lütfunu ve rahmetini hatırlatır.

   Ramazan ayı, aynı zamanda kendimizle yüzleşme fırsatıdır. Günahlarımızdan arınmak, hatalarımızı telafi etmek ve daha iyi bir insan olmak için bir fırsattır. Bu ay, bize sabrı, şükrü, merhameti ve affetmeyi öğretir. İçimizdeki bencilliği, öfkeyi, hırsı terk etmemizi sağlar. Ramazan, adeta bir arınma mevsimidir.

Ramazan'ın sonunda ise, büyük bir bayram bizi bekler. Oruçların, duaların, sabrın ve şükrün ardından gelen bu bayram, bir kez daha birlik ve beraberliğin ne kadar değerli olduğunu hatırlatır. Bayram sabahları, camilerde kılınan bayram namazları, çocukların sevinç çığlıkları, ailelerin bir araya gelmesi, Ramazan'ın bize bıraktığı en güzel mirastır.

Ramazan, yalnızca bir ay değil, bir yaşam biçimidir.Bize sabrı, şükrü, paylaşmayı ve merhameti öğreten bu kutsal ay, her yıl yeniden kalplerimizi tazeler. Ramazan'ın manevi ikliminde, bir kez daha anlarız ki, gerçek zenginlik, maddi değil, manevi olandır.