Harry Potter'ın Yazarının İnanılmaz Başarı Öyküsü
Dünyanın en ünlü kitaplarından olan ve sinema filmi tüm dünyada izlenen Harry Potter'ın yazarının bu kitabı hangi koşullarda yazdığını biliyor musunuz? Ünlü yazar J.K. Rowling’in hayatı oldukça etkileyicidir. Dünyaca ünlü Harry Potter serisinin yazarı olan Rowling'in zor koşullar altında yazdığı bu kitap milyonlar sattı ve adeta küresel bir ikon haline geldi. Bugün Ünlü yazar J. K. Rowling'in bu inanılmaz yaşam öyküsünden birlikte ilham almaya ne dersiniz?
1990’larda, Rowling'i henüz kimseler tanımıyordu. Rowling işsiz ve yalnız bir anneydi. Tek ümidi başarılı bir yazar olmaktı. Hayatı boyunca yaşadıkları ve karşılaştığı zorluklar onu çok yormuştu. Başarısız ve mutsuz bir evlilikten sonra, küçük kızıyla tek başına kalmıştı ve onun bakım görevini üstlenmişti. Fakat maddi durumu hiç iyi değildi. Devletten aldığı yardımla geçimini sağlamaya çalışıyordu. Tek ümidiyse yayımlatma umuduyla yazdığı bir kitaptı. Evinin yakınlarındaki Edinburgh kafesinde kitabını tamamlamak için durmadan yazıyordu. Bir an önce kitabını tamamlamak onun tek isteğiydi.
Bu gayretle ilk kitabı olan Harry Potter ve Felsefe Taşı kitabını tamamladı, fakat bu kitap 12 yayınevi tarafından reddedildi. Bu durum Rowling'i yıldırmadı o hayallerine ve kitabına güveniyordu. Tüm çabalarının sonunda küçük bir yayınevi olan Bloomsbury, kitaba bir şans verdi ve kitabın ilk baskısı böylece çıkmış oldu. Kitap kısa süre içinde beklenenin çok üstünde, büyük bir başarıya ulaştı. Harry Potter serisi Rowling’in hayatında bir dönüm noktasıydı. Onu sıfırdan zirveye taşıyan bu kitapla Rowling, inanılmaz bir şöhrete kavuşarak edebiyat dünyasına harika bir klasik armağan etmiş oldu.
J.K. Rowling’in hikayesi, bizlere zor koşulların, başarısızlıkların ve reddedilmenin bir son olmadığını aksine, bazen yeni başlangıçlara bir kapı olabileceğini gösteriyor.
Rowling'in gayreti ve inancı, en zorlu koşullarda bile insanın hayallerinin peşinden gitmesi için ilham veriyor. Eğer Rowling zorluklar karşısında çabalamaktan vazgeçseydi ve defalarca reddedildiği için, umutsuzluğa kapılarak kitabına ve yazmaya olan tutkusunu kaybetseydi; bugün dünyanın en zengin ve başarılı yazarlarından biri olmayacaktı.
Rowling'in hikayesinden öğrenmemiz gereken en büyük ders, insanın kendi potansiyeline her zaman inanması ve herşeye rağmen hayallerinin peşinden gitmesidir. İnsan içindeki büyük güce tutunduğunda her şeyi yapabilecek kapasitede yaratılmıştır. Bu nedenle kendinize olan inancınıza sımsıkı sarılın ve başarılı oluncaya kadar denemekten, gayret etmekten asla vazgeçmeyin.