Adım Adım Dönüşüm:Ruhsal İyileşme
Adım adım kendimizi yeniden inşa ettiğimiz; güçlü, kararlı ve en iyi benliğimize ulaşma yolunda ruhsal dönüşüm çok önemlidir. Çünkü hayatı bedenimizle algılar, ruhumuzla şekillendiririz. Bir tasavvufi podcastte dinlemiştim. Orada çok etkilendiğim ve zihnime not ettiğim şu cümle geçiyordu: Bedenimiz ruhumuzun bir elbisesi gibidir ve asıl gerçekliğimiz ruhumuzdur. Bu cümle bana birçok şey düşündürdü. Gerçekten de öyleydi. Hepimiz ruhumuzun rengine göre boyanmıştık.. Bedenlerimiz ruhumuzun rengini yansıtan bir ayna gibiydi. Hayatlarımızı, hayallerimizi ve enerji alanımızı şekillendiren ruhumuzdu. İçimizde taşıdığımız inançlar ve değiştirdiğimiz frekansımızla ruhumuz her gün yeniden şekilleniyor ve dünyadaki deneyimlerimizi oluşuyordu. Herkes kendi frekans seviyesine göre dünyayı yaşıyor ve algılıyordu. Zorluklara rağmen kendi cennetini inşa edenler de vardı. Bolluk içinde yaşayıp, hep daha fazlasını arzulayanlar da...Anın içinde, yaşamla alarak, kabul ederek keyifle yaşamı kutlayanlar vardı bir tarafta. Diğer yanda şikayet edenler ve akışı düzeltmeye çalışanlar...Su bize çok güzel dersler verir. Denizde keyifle yüzenler, ona güvenenler ve kendini bırakanlardır. Boğulanlar ise inanmayanlar ve akışın içinde çabalayanlardır. Yaşamda da şunu bilmek lazım ki; direnen boğulur...Teslim olan kazanır. Ruhunda taşıdığın değerler ve inançlarınla yeniden doğabilir ve her gün ölebilirsin bu tamamen senin seçimin.

İnançlar: İnançlar bizi biz yapan ve ruhumuzu şekillendiren bir güçtür. Ruhumuzun rengini ve güzelliğini inançlarımız belirler. Temiz bir zihin, her an güzelliklerle meşguldür. Yaşamın zorluklarına değil. Zorlukların içindeki hediyelere odaklanırlar. Çünkü bu dünyada daimi mutsuzluk ve zorluk diye birşey yoktur. Zorluklar insanın ilerlemesi ve gelişmesi için gelir. Bunu fark edenler, kendi iradesiyle ve aklıyla bilinçli olarak değişirler.
Aslında insanlar kendi ait oldukları cennet ve cehennem frekansını bu dünyada seçerler. İnsanlar bu dünyada, zihinlerinde inançlarıyla kendi cennetini yada cehennemini oluştururlar. Eylemleriyle ait oldukları frekansı belirlerler. Cennet ve cehennem, inanç ve inançızlık, yaradan ve şeytan içimizdedir.
Düaliteler dünyasında herşey zıt kutuplarıyla varolur. Acı, mutlulukla anlamlıdır. Cehennem frekansında yaşamanın ızdırabıyla yaşam karanlık bir kuyuya dönüşürken, cennet frekansında yaşam keyifli ve her an güzelleşen yanlarıyla insanı büyüler. Peki bu iki zıt durum nasıl mümkün? İnsanlar aynı dünyaya bakarak nasıl farklı şeyi görüyorlar? Çünkü herkes yaşama zihnindeki cennet yada cehennem penceresinden bakıyor.
Mesele insanın öncelikle kendi içinde verdiği savaşı tanıması ve adım adım değişime gönüllü olmasıdır. İnsan zihnindeki katmanları aşa aşa Yaradana yada şeytana ulaşır. Şeytana giden yol küçük kötülüklerle başlar. Kötü işler, kötü düşünceler, vesveseler....İnsanı oyalayan ve gelişimini engelleyen taşlardır. Kötüyü gören zihin gelişimini tamamen durdurur ve bir üst katmanlara asla geçemez. Asla yeni bir gerçeklik yaratamaz. İşte bu insanın kendi cehennemini yaratmasıdır.
Aslına bakıldığında negatif düşünceler hiçbir zaman gerçek değildir. Onlar sadece engeldir. Sadece yanılsamadır. Kişinin kendini bir zindana kapatmasıyla, negatif düşünmesi aynı şeydir. Orada esneklik ve merhamet yoktur. Kişi acımasızca ve gerçeklikten uzak şekilde kendinden ve dünyadan şikayet eder. Oysaki gerçeklik çok başkadır. Gerçeklik net bir şey değildir. Gerçeklik etkilenen bir şeydir. Gerçeklik durumlara, insanlara, çevreye, kişinin kendini algılayışına göre daima değişir ve değişecektir. Hiç bir şey, hiçbir durum ve olaya iyi veya kötü diyemeyiz. Görünürde kötü olan birşey iyi sonuçlar doğurabilir. İyi ve masum görünen birçok şey sonuçları itibariyle kötü olabilir.
Yaşam tamamen bizim zihnimizde şekillenir. İyi ve kötü içimizdedir. Bu nedenle geçmişte kötü olarak gördüğün şeylere şu an yeni bir gözle bak ve içindeki iyilikleri gör. Mutlaka birçok şey, hatta herşey senin en yüksek hayrına olmuştur. Yaşama bu açıdan baktığımızda, geçmişte fırsat sanıp üzüldüklerimiz için bugün iyiki böyle olmuş diyebiliriz. Bir söz vardır çok severim. Sonu iyi biten herşey iyidir.
Yaşama daha geniş ve ilahi bir pencereden baktığımızda kötülük yoktur. Sadece zıtlıklar ve imtihanlar vardır. Çünkü burası bir sınav yeridir. Bu sınav biz bir elmas gibi parlayana ve gercekleri görene kadar yani ölene kadar devam edecektir. Yaşamda acıların ve güzelliklerin derece derece kişinin kabiliyetine göre geldiğini anlayabilirsek ortada bir kaos göremeyiz. İlahi sistemde hepimizin eşit olduğunu anlarsak, dünya adaletsiz diyemeyiz. Dünyayla ilgili bakışımızı, algılarımızı bir üst seviyeye taşımadan gerçekleri göremeyiz.
Dünyaya ilahi pencereden bakanlar. Kainattaki güzellikleri ve hikmetleri görür ve herşeye farkındalıkla, ibret alarak bakarlar ve kendi cennetini yaratırlar. Ruhu cennette olan insan, bu dünyada da cenneti görür. İnançlarımızla cennet yada cehennem İçimizdedir.
İnançlarımız hareketle beslenir. İnandığımız yönde hareket ettikçe bir araç gibi ivme kazanır ve hızlanırız. Kendimiz için, dünya için iyi ve geliştirici yönde adımlar attıkça, adımlarımız hızlanır ve gücümüz artar. Fakat aksi yönde hareket ettiğimizde adımlarımız yavaşlar, gücümüz azalır ve hayatımız cehenneme döner. Cehennemde olan biri sonsuza kadar orada kalmak istemez ve kendini adım adım değiştirir ve değiştirmelidir.
İradenle, aklınla, azminle iyi yönde adımlar attıkça, dünyan değişir. Başta zordur. Ama alıştıktan sonra hayatın mutluluk ve huzurla geçer. İyilikler iyileri bulur. İyi tesadüfler, mucizeler, şanslar, görünmeyen yardımlar, her olayda iyiyi görmek, bitmez tükenmez bir enerjiyle yaşamı dönüştürmek cennet frekansında olduğunun işaretleridir.
Hayatla ilgili iyi bir adım atmak istediğimizde içimizde bizi korumaya çalışan ve yapma, olmaz diyen bir ses vardır. En ufak bir zorlukta pes etmemizi isteyen, bu ses bizi güvende tutmaya çalışan ilkel yanımızdır. Fakat korunmanın olduğu alanda gelişim yoktur. Gelişim içimizdeki yapma diyen o sesin aksine hareket ettiğimizde gelir. İnsanlar hep güveni ve konforu tercih etseydi. Yaratım gücünün ve değişimin olmadığı sıkıcı bir dünyada yaşardık. Bu nedenle içinden geçen o sese kulak verme ve doğru olduğuna inandığın yolda yürü.
Cennet frekansında adımlar at. Önce kendi yaşamını iyi yönde değiştir. Bedeninin istediği sağlığı, hareketi, doğru bilgiyi, öz bakımı ona ver. Evini, zihnini, çevreni temiz tut. İçeriye aldıklarına çok dikkat et. İyi düşüncelerle, kitaplarla, doğru insanlarla, ibadetlerle zihnini ve ruhunu besle. Eylemlerini, yeteneklerini dünyaya ve insanlığa ışık olacak şekilde kullan. Sen ışık saçtığında çevren de sana ayna tutacak ve ışığın büyüyecektir. Sevgiyle ve ışıkla kal✨