Yusuf Güney İle Kısa Bir Röportaj!

Geçen günlerde bir filmin galasında tesadüfen kendisiyle tanışma fırsatım oldu. İtiraf etmeliyim ki; uzun bir süredir böyle bir teması düşünüyordum. Belki de evren tarafından tezahür olmuştur.

Tabii ki onu gören ve galaya gelen medya mensupları çevresini sardı ve tek tek röportaj isteğinde bulundu ve hiç birini geri çevirmeyip bildiklerini, deneyimlerini ve bunların sonucunda uyarılarını yaptı.

Yusuf Güney'i hepimiz şarkıcı, söz yazarı ve besteci olarak tanıyoruz. Fakat birden ne olduysa; bambaşka bir Yusuf Güney'le karşı karşıya kaldık ve yüzleştik. Çoğumuz, adamın delirdiğini ya da ilgi çekmeye çalıştığını şeklinde yorumladı. Belli bir kesimde; tüm bu söylemlerini onayladı ve destek vedi. Bende kendisine ilk olarak Amerika başta olmak üzere birçok ülkede görülen dünya dışı araçlarının ve dronların nedenini sordum. 

"Kesinlikle görünlen uzay gemileri, uçan daireler ve dronlar dünya dışı teknolojinin ürünleri olduğunu fakat içinde uzaylının olmadığını, bizzat insanlar tarafından kullanıldığını" söyledi.

"Peki bunu neden yaptılar?" diye sordum.

"Sadece ön hazırlık ve uyumlama" dedi ve devam etti. "Sonraki aşama için. Kesinlikle dünya dışı varlıklarla tanışma zamanı geldi ve yavaş yavaş kendini gözterecekler. Panik ve endişeye mahal vermemek için bunlar ısınma turları," şeklinde yorumladı. 

Diğer görüşlerini ve yorumlarını zaten sosyal medyada okumuş ya da dinlemişsinizdir. İnsanlığın ikiye ayrılacağını, farkındalığı artan, kendini madi dünyaya değil evrene uyumlayanlar ile maddenin, teknolojinin ve insanın kölesi olanlar şeklinde bir ayrışma olacağını da ifade etmişti.

Ben, uzun yıllar Reiki şifa enerjisi üzerine eğitim aldım hatta sembollerle uyumlandım. Gerçekten bedenen değilde; ruhen kendinizi verirseniz, zamanla açılımlar yaşandığını deneyimledim. Üçüncü göz (epifiz bezi) zamanla aktif hale dönüştüğünde tüm algın değişiyor. Başka bir boyutta, farklı bir çerçeveden görüyorsunuz. 

Hani şu meşhur "Interstellar" filmi vardı; adam solucan deliğinden geçip, bir boyutun içine giriyordu. TARS ona "Beşinci boyut varlıkları geçidi kapatıyor," dediğinde; "Hayır TARS! Onlar varlıklar değil, biziz," diye cevap veriyordu. İşte olayın sırrı burada;

"Eğer zihninizi bu dünyadan uzaklaştırıp içinizdeki tanrıya (ruha) yönelirseniz; belki bugünü değil ama geleceğinizi inşa edebilir hatta değiştirebilirsiniz."

Ben mi? Yusuf Güney, çoğu kesim tarafından soytarı olarak yorumlansa da; birbirinden zıt ifadeler kullansa da bir yere kadar kendisine inandığımı söyleyebilirim. 

Yalnız şu da varki; "Bildiklerimin %10 unu paylaşıyorum, hepsini söylesem beni öldürürler," diyor ya; işte orası biraz komedi. Şu an söylediklerini zaten birçok çakma astroloji ve araştırmacı  abilerimizde dile getiriyor. Yani %10 zaten biliniyor. Olay zaten %90 da :) Onu da söylemeye zaten kimsenin cesarti olamaz. bakın burayı büyük harfle yazacağım:

KİMSENİN BİLMEDİĞİNİ BİLEN KİŞİ ZATEN BUNLARI SÖYLEYEMEZ. ZİHİN KİLİTLENMİŞTİR!!!