Tevafuk; Hiçbir Şey Tesadüf Değildir!

Karşına çıkan her şeyin bir sebebi vardır.

Tevafuk; Hiçbir Şey Tesadüf Değildir!

Hiçbir karşılaşma tesadüf değildir. Hiçbir hissediş, düşünüş, bakış, algılayış, seziş de öyle. Hatta bunların tersi de tesadüf değil. 

Alışveriş yaptığımız market, yemek yediğimiz mekan, su içtiğimiz çeşme, yürüdüğümüz kaldırım, seçim yaptığımız yol ve yanlarından birer yabancı olarak geçip gittiğimiz insanlar.

Tesadüf gibi görünen karşılaşmalar, yolu soduğumuz herhangi biri, hafifçe çarptığımız insan... Bize gülümseyen küçük bir çocuk, önümezden aniden uçuveren kuş.

Gün boyu yaşadığımız en basit olay bile herhangi bir zihinsel, fiziksel, ruhsal ya da duygusal bir olayın tetikleyicisi olur, küçük büyük fark etmez.

Bazen hiç hesapta olmayan durumların içine çekiliveririz. Hayal bile etmediğimiz olayları yaşarken buluruz kendimizi. Bir martı çığlığı, bir satıcının bağırışı, alır götürür bizi yıllarca ya da yollarca uzaklara...

Hem öğretmen hem de öğrenciyizdir her ilişkinin içinde. Doğduğumuz aile, gittiğimiz okullar, sıra arkadaşımız, sevgilimiz, eşimiz, çocuğumuz vs. Her ilişki, farklı bir yönümüzün aynasıdır ve bizler de onlar için birer aynayız.

Bizi en fazla zorlayan insnlar, en iyi öğretmenlerimizdir bu hayatta. Bulunduğumuz ilişkide kurban olmadığımızı anlar, ilişkinin bize neyi öğretmeye çalıştığını kavrarsak, dersimizi alır ve yolumuza devam ederiz.

Eğer bunu yapmazsak; o ilişkide ya da durum içinde tutsak olur, ya daha ağır durumlar yaşar ya da daha dramatik durumları dersi alıncaya, eksik yönümüzü tamamlayıncaya, kendimizi düzeltinceye kadar tekrar tekrar yaşamaya devam ederiz.

Bazen bazı insanların hayatına yalnızca katalizör olarak gireriz. Onların hayatlarında değiştirmesi gereken durumun düğmesine basar ve sessizce çekiliriz. Her şeyin farkında olma oranımız arttıkça, yaşanılan durumdan etkilenmeden, arkamıza bakmadan yolumuza devam ederiz.

Özet olarak; en büyük düşmanımız en iyi dostumuzdur aslında. Çünkü bizde en büyük değişime onlar sebep olur. 

Ve her karşılaşma kutsaldır.

Karşımızdaki insanı Allah'ın yarattığı haliyle kabul edebilmeyi başardığımızda, koşulsuz sevebildiğimizde; nefreti, öfkeyi, suçluluk duygusunu, o insana karşı sorumlu olduğumuz ve o ilişkiye mahkum olduğumuz duygusunu ve kini söküp atarız varlığımızdan.

Yaşadığımız her durum, tanıştığımız her insan öğretmenimizdir.

Ne kadar kısa sürede öğrenirsek öğrenmemiz gerekenleri, sıkıntıların prangasını çözüp iç huzura, mutluluğa, ideal insanlığa ve ruhsal eşimize kavuşuruz.