Hayata Çocukların Gözlerinden Bak!

Hayat biz yetişkinlerin gözünde oldukça sıkıcı olabilir. Çünkü bizler küçük şeylerle mutlu olma yeteneğimizi uzun zaman önce kaybettik. Fakat çocuklar öyle mi? Onlar hayatı tutkuyla yaşayan küçük insanlar. Bugün ilham ışığımızı parlatmak için çocuklardan ilham alalım ve onların dünyasına girelim. Yeniden çocuk olmaya var mısın? Bakalım çocuklukla ilgili neleri unuttuk

Hayata Çocukların Gözlerinden Bak!
reklam

Hayata bir çocuğun gözleriyle bakabilmek ve bir çocuk saflığıyla hayatı kucaklamak yaşamanın ta kendisidir aslında. Çocuklar hayata tutkuyla bağlı olan, kendi aralarında tatlı rekabetlere giren, hatta birbiri üzerinde üstünlük kurmaya çalışan, muzip, canlı, dolu dolu yaşayan küçük insan prototipleridir.

Tıpkı yetişkinlerin hayatında olduğu gibi onların da kendine özel gündemleri vardır. Aslında çok masum da değillerdir. Binbir çeşit yaramazlıklar ve akla gelmeyen munzurluklarla yetişkinleri bazen bezdirseler de yaptıkları küçük bir şirinliklerle, yada kurdukları zekice cümleler ve hayatı sorgulama biçimleriyle hem kendilerini sevdirirler hem de bizlere bambaşka bakış açıları kazandırırlar. Onlar karşı konulmaz bir yaşama isteğiyle hayatı severler.

Hayatın tutkulu ve coşkulu öğrencileridirler. Hayatın tadını sonuna kadar çıkarırlar ve hayal kurmayı gerçekleşmesinden bağımsız olarak severler. Öyle çok büyük hayalleri de yoktur. Küçük bir çocukken kurduğumuz hayallere bakalım şu an düşündüğümüzde eminim hepimize komik gelecektir. Bizim çocukken en önemli gündemlerimiz sınıf başkanı olabilmek, oyunlarda kazanan taraf olmak, öğretmenin gözüne girebilmek gibi çoğunlukla arkadaşlarımızla rekabete girdiğimiz konulardı.

Rekabete girerdik ve kimin kazanacağını merak ederdik. Oyunlarda, sınavlarda ve her konuda birbirimize karşı üstünlük sağlamaya çalışırdık. Bu bizi canlı tutan ve besleyen birşeydi. Bir diğer çocukluk hayalim ise yemyeşil doğanın içinde kocaman, lüks bir evim olmasıydı. İçinde arkadaşlarımla oyun oynayabilecek, sınırsız çizgi film izleyebilecek ve sınırsız cips, kola, çikolata, şekerleme gibi envai çeşit abur cuburu yiyebilecektim. Evet çocuk aklımla kurduğumuz hayaller bunun gibi şeylerdi.  insana tatlı bir heyecan ve mutluluk veren, düşündükçe insanı hâlâ gülümsetebilen hayaller. 

Aklıma geldikçe beni gülümseten bir başka çocukluk hayalim ise uçabilmekti. Her fırsat bulduğumda bulunduğum yerdeki en yüksek duvarın üzerine çıkar ve bildiğim tüm duaları okuyarak duvarın üzerinden atlardım. Uçmayı beceremesem de her gün ısrarla tekrar denerdim. Hem de aynı inançla, hiç bıkmadan, hiç vazgeçmeden. Bir çocukken hayata ne kadar ümitle ve tutkuyla bağlandığımı buradan anlayabilirsiniz. Çocuklardan öğreneceğimiz en önemli derste budur galiba. Çocuklar hayata tutkuyla bağlıdırlar. Hayattan keyif almak için birçok sebebleri vardır. Hayata bir kaşif tutkusuyla yaklaşırlar. 

Bazen hayata tıpkı bu saflıkla yaklaşmak ve yaşamı kalpten sevmek gerekir. Temiz bir zihinle yaklaştığınızda hayat giderek güzelleşir. Bu nedenle tıpkı çocuklar gibi  her anınızı kalpten ve dolu dolu yaşamaya çalışın, yargılamayın, beklentiye girmeyin, sadece anlarınızı güzelleştirin farkı hissedeceksiniz. 

reklam
reklam